Menü |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ÇARESİZLİGİM
Çaresizim , umutsuzum , hayallerim perişan
Rahmanım sana sesleniyorum ama kirli bir kalp ile
Kalbimin kirliligide çaresizligimdir.
Çaresizim evet rabbim çaresizim
Çaresizligim yagmura susamış toprak misalidir
Şimdi bende seninim
Senin dua tporagında bir tohumda ben olmak için
Rabbim çaresizligimin çaresi ancak rahmet deryalarındadır
Yagmur istemem bir damla olsada yeter
Rahmet deryasıki her isteyene bir damla nasiplendirensin
Evet şimdi bende o deryanın bir damlasından nasibimi alamk isterim
Ama bende o nasiplenmiş insanların nasibi yok
Benim senden başka kimsem yok ….
Sana bakacak , el açaçak , konuşacak yüzüm yok yok yok
Dudaklarımda hep bir terennüm affet beni affet beni….
Kapına gelmek mi?
Vuslata ermek mi?
Çaresizim …çaresizim
Çaresizim senden çare almaya geldim..
Benim ellerimede dokun banada damlat rahmetinden
Sen bana bir kapı aç koşayım
Sen bana bir ışık yak ışıgın gölgesi olrak geleyim
Sen bana rahmet damlası yagdır ben o bir damlada ıslanayım
Çaresizim ve muhtaçım
Geliyorum rabbim geliyorum
Bir ıssız karanlıkta sana geliyorum
Kabul buyur beni.
40 YAŞINDASIN
Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah Azze ve Celle
Ya Rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.
İşte
Bir yaşındasın,
Beni Sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor Beni Sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.Halime kucağına alıyor seni
Yeryüzünde bir gölgelik...Seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...
Altı yaşındasın
Medine-i Münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, Ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu Talip bir başka seviyor
Ya Rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik
Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen Muhammed-ül Emin' sin
Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var
Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey Yâr!
Nurdağına davet var
İşte
Kırk yaşındasın
Hira Nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan ' Ah! ' sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen Nebiyullahsın
Sen Habibullahsın
Sen Rasulullahsın
Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu Talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
' Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin ' diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş Arş-ı Âla
' Bu koşan kimdir ' diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı Fatımatüz-Zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
' Ağlama kızım ' diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
'Seni bizim elimizden kim kurtaracak' diyorlardı
Sen,
Sen ' Allah! ' diyordun
Allah Azze ve Celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen ' Allah! ' diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir' de ' Allah! ' diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi:
' Anam babam sana feda olsun ' diyordu
Ya Rasulallah
Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar Oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
' Beni seviyor musunuz ' diye sormuştun onlara
' Seni çok seviyoruz Ya Habiballah ' demişlerdi
Sen de:
' Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum' demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar Oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun
Altmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak:
' Görüyor musunuz ne kadar güzel ' demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti:
' Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah, onu bana ver '
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen ' hayır ' demediğini bile bile
' Peki ' dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre' nin diliyle:
' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne evladımız olsaydı diyecekler '
Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini
' Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim'
Sultanım!
Ey Medine minberinde ' ümmeti, ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili
Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ' Allah! ' diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik
Ya Rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...
ABDULKADİR GEYLANİ
Muhammed neslinden, Şah-ı Veliden,
Gonca Hüseyin’den, gül Fadime’den,
Zarif ve inceden, nurdan bir beden,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Abidler içinde bir Abdulkadir.
Hasan-el Basri’nin irfan yolundan,
Bağdatlı Cüneyd’in aşkın kolundan,
İrem bağlarının eşsiz balından,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Aşıklar içinde şir Abdulkadir.
Kırklar, Yedilerin sultanı sensin,
Gavslar meclisinin imamı sensin,
İlim deryasının ummânı sensin,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Arifler içinde mir Abdulkadir.
Erenler bezminde dergâh kurulur,
Tüm veliler divanında bulunur,
Hama erlerinden yolun sorulur,
Sultanlar sultanı pir Abdulkadir.
Lütfunla rüyama gir Abdulkadir.
Tasavvuf Yolcusundan
Affet Allahım
Huzuruna geldim, divana durdum,
Dizlerimi çöküp, boynumu burdum,
Gözlerimi döküp bağrıma vurdum,
Ellerim semada sana yalvardım;
Günahlarım pek çok affet Allahım…
Ağladım döküldü, dizi dizi yaş,
Ruhum benliğimle ederken savaş,
Zaman çok hızlı da, bu kulun yavaş,
Gözlerim semada sana yalvardım;
Mahşer günü yakın, affet Allahım…
Mirac’da çıkınca huzur’a Nebi,
“Affet Ya-Rab, affet; cümle ümmeti,
Değişmem ümmete dünya nimeti.”
Kulağım Nebi de sana yalvardım;
Kulların acizdir affet Allahım…
Buyurdun bizlere, yüce Kuran’ı,
Duyurdun onunla helal haramı,
Kapattım okuyup gönül yaramı,
İbretle okudum sana yalvardım;
Kuran hürmetine affet Allahım…
Affet kalbi paslı, kalmış kulunu,
Bağışla unutsun dünya pulunu,
Kefene girecek atıp çulunu,
Her kabir dönüşü sana yalvardım;
Mezara girmeden affet Allahım…
Ağlarım aşkınla her daim yanıp,
İşledim günahlar şeytan’a kanıp,
İşte şimdi, şu an divana durup,
Bütün cüzlerimle sana yalvardım;
AFFET YARAB
sen bana yardım eyle
ben ereyim hidayete
beni rahmetine gark eyle
şu günahkar kulunun gir gönlüne
isterim daima olmak seninle
sana aşık olmayı nasib eyle
nurunu kalbime nakşetse
affedermi AFFET YARAB dedigimde
silermi günahlardan arınmak istedigimde
Affına mahzar et, affet Allahım…
Alemlere Nur Yağıyor
Alemlere Nur Yağıyor
Bu gece alemlere nur yağıyo
Muhammed adında resül doğuyor.
Sevinçten çok heyacanı Kabe'nin
Nasıbin bol olsun bu gece senin.
Bu gece alemlere nur yağıyor.
Nur Dağına Cibril teşrif ediyor.
Peygamberlikle,ilk ayet geliyor.
Nasıbin bol olsun bu gece senin.
Bu gece alemlere nur yağıyor.
Kadrinden ismine Kadir deniyor.
Melekler saf saf hep yere iniyor
Nasbin bol olsun bu gece senin.
Bu gece alemlere nur yağıyor.
Muhammed Mustafa Miraç yapıyor.
Ebu Bekirin ismi,Sıddık oluyor.
Nasibin bol olsun bu gece senin.
Bu gece alemlere nur yağıyor.
Camiler,gönüller nurla doluyor.
Tövbeler,dualar kabul oluyor.
Naslbin bol olsun bu gece senin.
Bu gece alemlere nur yağıyor.
Beraat Kandili kutlanıyor.
Ömürler,rızıklar dağıtılıyor.
Nasibin bol olsun bu gece senin.
Bu gece alemlere nur yağıyor
Ragaip Kandili gerçekleşiyor.
Her türlü hacetler karşılanıyor
Nasibin bol olsun bu gece senin.
Bu gece alemlere nur yağıyor.
Bildiriyor Kur'an bak ayan,beyan.
Gidiyor camiye bunları duyan.
UYAN ORHAN,UYAN GAFLETTEN..UYAN....
Allah doğru yolu göstermiş,
Kullarının uymasını istemiş.
Peygamberimiz uymuş buna,
Emretmiş bütün halkına.
"Biz Allah'ın kuluyuz,
Doğru yolu buluruz.
Allah'ın yolunda,
Bir ömür boyu yolcuyuz.
ALLAH a inan
ALLAH'a inan
inanki mutlu ol
ALLAH ı sevki
o seni evsin
onu dinle
uy onun dediklerine
asla ama asla
uyma şeytanın kötülüklerine
şeytana uyarsan
pişman olurusun
melehim nerde
nerede derin
ne dersen de
melek gelimcek sana
sen şeytana uydun diye
küsmüş artık o sana
Muhammed’den künyesi, Ebu Turab
Bileğine kuvvet verdi Hakk Ya Rab.
Ashabın önünde, safında sahab
Allah ve Rasul’ün dostudur Ali.
Cenk meydanlarının Şah-ı Merdan’ı,
Züfikar darbıyla kırdı küffarı,
İslâm’ın kal'ası, hem de serdarı
Allah Rasul’ünün dostudur Ali.
Nerde cenk var ise orda nidası
Gök gürlemesine denktir sadası.
Hasan ile Hüseyin’in atası
Rasul’ü Ekrem’in dostudur Ali.
En yakın yoldaştı Rasulüllah’a
Sığındı sıdk ile Rabb’ı Rahman’a
Kıblegâh yönünde yolu kur’an’a
Allah ve Rasul’ün dostudur Ali.
Cemali’yem erişilmez âline
Sevmeyeni zelul ola sürüne
Çariyardı, düştü zalim şerrine
Allah ve Muhammed dostudur Ali.
Allah sevgisi
Allah Sevgisi
Şehvetinin esiri olmuş her bir nefis
dizginlerinden boşanmış bir at gibidir
Bu atı kırbaçlayıp şÃ¢hâ kaldıran
sinsi şeytanın ta kendisidir
Dizginleri ele alıp atı durduracak kişi
yalnızca atın seyisidir
Bunu da her zaman için yaptıracak olan
yÜrekten gelen ALLAH sevgisidir
ALLAHIM BAĞIŞLA BENİ
SEN BAĞIŞLAMAYI SEVERSİN, BAĞIŞLA BENİ
Allah’ım muhakkak sen affedicisin
Kerimsin, kadirsin, affetmeyi seversin
Yalvarıyorum sana, beni de affet
Sen rahmansın, rahimsin bağışla beni
Allah’ım sen bağışla, affet bu bedeni
Sevdiklerinden eyle, yakma bu teni
Nurunla nurlandır gönlüm yaşasın seni
Sen birsin, haksın, bağışla beni
Ölümden sonra ebedi hayat sürecek
Gülerse gönlüm seninle gülecek
Azabını sana inanmayanlar çekecek
Allah’ım sen kerimsin, bağışla beni
Sana inandım, iman ettim
Dilimle, kalbimle tespih çektim
Her nefesimde adını zikrettim
Affına sığındım, bağışla beni
Bütün insanlığın dirildiği mahşer gününde
Sorguya gelen, sorgu meleklerinde
Ayakların kayacağı sırat köprüsünde
Sen affetmeyi seversin, bağışla beni
İnsanların saf, saf dizildiği anda
İlahi adaletin terazisi kurulduğunda
Sevabın, günahın bir, bir tartıldığında
Bende bir kulunum, bağışla beni
Kitabını sağ taraftan ve önden verilenlerden eyle
Kitabını soldan ve arkadan verilenlerden eyleme
Sevdiğin kullarından, cennetliklerinden eyle
Azap çekenlerden, cehennemlik kullarından eyleme
Sen bağışlamayı seversin, bağışla beni…
AMEL DEFTERİ
amel defterin verirler eline
hadi git bakalım yoluna
selavat gelmezse o an diline
ya resul bize şefaat eğle
yabbın kim?resulun kim? derlerse,
israfil kıyameti sürlerse
şimdi hesap zamanı derlerse
ya resul bize şefaat eğle
kendin için bize neler getirdim?
sana verilen krediyi erken bitirdin,
zaman boşa geçti sense oturdun
derlerse ya resul bize şefaat eğle.
amel defteri boş olsada yönümüz sana
borçlu gelsekte sona erilrn o ana
hepimiz sığınırız günahlardan sana
ya resul o zaman sen bize şefaat eğle.
Alo Orası Ahiret Yollarımı
Alo orası ahiret yolları mı
Soruyorum nasıl oraları
Alo orası ahiret yolları mı
Ruhlar buluşur orda derler, buluşuyor mu
Alo orası ahiret yolları mı
Sevenler kavuşuyor orda derler, doğru mu
Alo orası ahiret yolları mı
Orda sorgu, sual var, nasıl gidiyor
Alo orası ahiret yolları mı
Kıyamet kopunca bana haber ver
AZRAİL UĞRAMADAN
Hayat bitip gün tükenince
Mezar seni içine çekince
Sevdiklerin toprağa gömünce
Mezarda kalırsın amelinle
Mezar bekler günahsız insanı
İstemez günahla haşir neşir olanı
Azrail acıtmadan alır
Günahsız adamın canını
Dünyadan kalmaz yanında
Boyuna göre kefeninden başka
Sual melekleri gelip hesap sorunca
Yaptıkların gelir yanına
Günahkarın cevabı olunca yanlış
Mezarı olur cehennem çukuru
Daralır eniyle boyu
Asıl azabın başlangıcı bu
Dünyada iyilik yap herkese
Günah işlemeden git ahrete
Cevabın doğru olsun sual meleklerine
Mezarın dönsün cennet bahçesine
Mahşerde huzura çıkınca
Amel defterin tartılınca
İnsanlar senden hakkını sorunca
Hakkını ödemeden cennet uzak bize
Tövbe edelim bu dünyada günahlarımıza
Cennetle cehennemlikler ayrılınca
Geç kalıp pişman olmaktansa
Ölüme hazırlan Azrail uğramadan
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Copyright © 2007 - 2012 webme GmbH
|
|
|
|
|
|
|
|